Zamanla aynı kalan bir stil mutlaka biyerlerde vardır ancak
çok beslenen, çok gezen, çok okuyan insanların stilinin ve hayatlarının aynı
kalacağına cidden inanmıyorum. Stil hayata bakış açınızın değişmesi, eskiden
hoşlandığınız şeyleri artık “kitsch” bulmak gibi değişiklerle yönlenebiliyor.
Yaş ilerledikçe de neyin yakışıp neyin yakışmadığını artık deneme- yanılma ile
üstünüze göre dikilmiş ceket gibi oturtuyor ve biliyoruz. İnsan kendi vucudunu
tanıdıkça da neyin daha iyi göründüğünü hangi kesim düşman hangi renk dost
farkına varıyor.
20’li yaşlarda giydiğiniz kıyafetler 30’a geldiğinizde
dolabın en ücra köşesinde her sezon bekliyor ve yüzüne bakılmıyor olabiliyor.
Bunun sebebi stil ve zevkin değişmesi, kesinlikle yaşlanmak değil. 30’lu yaşlar
bir kadının stilini bulduğu yegane yaşlar. Çünkü 20’ler daha deneyimsel oluyor, zevk ve stil ruh haline göre
değişiyor. İngiliz eski model Erin
O’Connor en trend olduğu dönemlerde İngiliz Vogue’una o günkü ruh halime
giyiniyorum demişti. Androjen ve erkek çocuğunu andıran bir görüntüsü ve stili
vardı. Kim Kardashian’ın Kanye West’den önceki
Paris Hilton özentisi halleri de 30’lu yaşlara girip parayı ve ünü en
üst seviyede bulunca değişti. Aslında değişimin mimarı modaya olan ilgisi ile
bilinen kocası Kanye’nin onu sektörün en iyi stilistleriyle tanıştırması ve
Kim’in bu stilistlerle çalışmaya başlaması ile değişti. Moda ikonu haline
gelmesine önayak olan stilisti Monica Rose’a yatsın kalksın dua etsin çünkü
Monica Rose Kim’e hayatta giymeceği yalın ,sade ama kesimleri ve markaları ile
konuşturan bir gardırop hazırladı. Zamanında Rachel Zoe’nin Nicole Ritchie’yi
stil ikonuna çevirmesi de aynı şekilde “stilist etkisi” ile oldu. Paran var ama
zevkin yok diye üzülme stilistin olsun
seni baştan yaratsın.
Benim stilim de son 2 yılda büyük değişim geçiyor. Dallı
güllü festival elbiseleri artık giymediklerim dolabında duruyor. Daha yalın
stil sever oldum. Benim için kalite ve kesimler önemli. Cool ve bohem nekadar
tasarımcı varsa instagramda takip ediyorum.
Fransız Marais ve Bastille bohem stili etkisi altındayım. Paris’de en
çok Marais’i sevip oradan alışveriş yapmıştım. Tam bir “vintage heaven” .
Parisli cool markalar Maje, Zadig&Voltaire, Eleven Paris, Sandro , Iro,
Vanessa Bruno severek takip ettiğim ve
satın aldığım, tarzıma en yakışan markalar. Süet kısa botlar stilimin
vazgeçilmezi. Kışın en çok kullandığım renkler Siyah ve beyaz . Gri sezon
favorim ne alırsam gri. İskandinav stilini de git-gel benimsedim. İskandinav
markaları da çok alıp kullanıyorum. En sevdiğim ve en çok satın aldığım
markalar Weekday, Acne, &Other
Stories, Monki, Designers Remix ve tabiki Ganni. Ganni’de süper cool parçalar
bulabiliyorsunuz. Sanırım Danimarka’nın medar- ı iftiharı. Son dönem deri etek
takıntım var. Ganni’de gözüme kestirdim mutlaka alacağım (çünkü bildiğin
must-have).
Stilinizde aynı yere takılıp kalmayın. Hayat modayı kendi
stilinize uyarladığınızda güzel...
Monica Rose
Comments